20 Ekim 2007 Cumartesi

Kapan, Çikolata, Falan, Filan

"En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir."

Ne hoş. Amaç da karar gibi bir şey olsa gerek.

Amaçsızlığımın gökyüzünde süzülüyorum bir oraya bir buraya. Uyuyorum, uyanamıyorum. Kahvaltı yapmıyor, kahve içiyorum saatler sonra. Sonra da bir yemek yiyorum öğle ile akşam arası. Gece başka şeyler yiyorum. Aralarda durmadan çikolata. Hani bayramdı ya, Ramazan Bayramı'ydı, işte ondan kalan çikolatalar. Bu aptal yazıyı yazarken, az önce Facebook'ta zaman öldürürken bile kaç tane yedim kim bilir...

Okumam gereken kitaplar, çalışmam gereken dersler, yapmam gereken gelecek planları, onları gerçekleştirmek için okumam gereken kitaplar, yazmam gereken şeyler, yapmam gereken şeyler, efendime söyleyeyim, gezmem gereken yerler, görmem gereken kişiler, gitmem gereken doktorlar, izlemem gereken filmler, uydurup uydurup çalmam gereken ezgiler hep bekliyor.

O kadar önemli misyonlarımın olduğunu hiç düşünmemiştim; ama belki kurtarmam gereken insanlar, hayvanlar, ormanlar, hatta bütün bir dünya vardır, ne bileyim...

Kararsızlık, amaçsızlık, belirsizlik... Bunlar içinde oturduğum karanlık odadaki fare kapanları. Ayağa kalkamıyorum.
Boş boş oturuyorum.
Uyuyorum, uyanamıyorum.
Çikolata yiyorum. Hani bayramdı ya, ondan kalan çikolataları işte.


3 yorum:

İçimdeki Ayı dedi ki...

Yazıyı ben yazmış olabilir miyim? Veya ne bileyim bir şekilde izleniyor muyum?

noktasıyla virgülüyle kendimi okudum sanki yazıda...

wecarealot dedi ki...

:)

Sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim. Çok bencilce bir şey olsa da sıkıntı çekerken başkasının da sıkıntılı olduğunu görmek insanı rahatlatıyor, yalnız olmadığını düşündürüyor.

Huzur ve yaşama sevinci diliyorum her birimize.

Le vent dedi ki...

Çikolata, pek çok kişi gibi benim de mutluluk kaynaklarımdan biri. Bir paket Ülker Antep Fıstıklı ile üstesinden gelemeyeceğim sıkıntı yok sanırım. Ah bir de kilo yapmasa:(