6 Ocak 2010 Çarşamba

Gülersin de, olmaz.

Eski yalanların nefreti parlar beyaz dişlerinde.

Gözüne kan oturur, beyazı ala bulanır. Siyahı ise büyür, yutar görüntüleri. O ankileri, sonrakileri, öncekileri. Tüm ışıkları, renkleri, yansımaları ve gölgeleri.

Kulağın işitmez olur. Geçmişin çığlıkları dolar içine. Geleceğin tahminleri dolar, şimdinin ise sessizliği dolar ve sağır eder.

Gülermiş gibi yaparsın, kandırırsın. İnanırlar. Çünkü yalanlarına inandırırlar hep, öyle olmuştur önceden hep.

Kusarsın bir gün. O gerçektir. O zaman korkarlar. Sevmezler artık. Severmiş gibi de yapmazlar. Kaçarlar, bırakırlar, kızarlar.

Neyse, öyle olsun. Sen de gülmeyiver gerçekten. Kaçsınlar, bıraksınlar, kızsınlar. Severmiş gibi yapsınlar, sevmesinler, severmiş gibi yapmasınlar. Olsun. Zaman geçiyor, sonun gelecek senin de. Dayan biraz.

Konuş, bağır, sus, gül. Gül, ama inanma.

Hiç yorum yok: