19 Kasım 2008 Çarşamba

Şarkı

Damarımda gezen, derimden sızan, gözümün önünde sis olan, ağzımdan çıkan çığlıktı alkol. Yanıp sönen renkli ışıklar karanlığı kırıyordu. Şarkı içimi kazıyor, kürek kürek dışarı atıyordu. Başımı iyice sallıyordum, sallıyordum, dönüyordu. Sonra birden duruyordum, durup bırakıyordum kendimi. Kendi sallanıyordu artık başım, kendi dönüyordu. Etraftakilere dokunuyordum, çarpıyordum, tutunuyordum; kim oldukları umrumda değildi. Şarkı içimi kazıyor, kürek kürek dışarı atıyordu.

Gülüyormuşum uyurken. Alnımda damla damla ter, hızlı soluklar, gerilen dudakların arasından görünen dişler... Hatırlamıyorum, güzel bir şey görüyordum herhalde. Öyle dediler, gülüyormuşum uyurken.

Gecenin sonunu hatırlamıyorum. Uyandım, öğlen ışığıydı odayı dolduran. Odanın kapısı aralıktı, içeriden başka bir şarkı duyuluyordu. Ayağa kalktım. Başım ağrıyor, hala dönüyordu. Çığlığın eskittiği boğazımdan aşağı midemde, yukarı ağzımdaydı bu kez alkol, başımdaki ağrıydı. Aralık kapıyı açtım, çıktım, şarkıya gittim. Şarkı içimi kazıyor, kürek kürek dışarı atıyordu.

Hiç yorum yok: