8 Temmuz 2009 Çarşamba

Ayakta duramadım, düştüm. Tutan olmadı.

Hiç olmaz zaten. Sonra eller uzanır; hiç kalkamayayım diye. Tam tutunduğumda, tekrar bırakmak için. Tekrar tekrar düşeyim diye.

Düşünce bakamam, göremem. Ciğerimdeki nefes taş keser. Dilimdeki söz susar, kulağımdaki ses coşar.

Yalan.

Bunların hiçbiri olmaz. Taşa çarptığım yerden kan sızar ince. Yanar cayır cayır, sokağın, yolun tozu, toprağı değince. Üflerim, geçmez.

Hatta belki, bunlar da olmaz.

Düştüğümü sanırken, zaten yerde olurum. Dünyaya toprağın altından bakarım. Gördüğüm sadece karanlıktır.

Bu da mı değil? Olmadığının kanıtı ne?

Hiç yorum yok: