23 Nisan 2008 Çarşamba

Kapatamadık

Sesleri ne kadar sevsem de sözlerle hep sorun yaşadım. Anlamadığımdan değil, sorunum dinlemek değil. Hiç iyi olmadım konuşmakta, yazmakta. Kekeleyerek, yüz ifadelerimi, sesimin alçalış yükselişlerini sözcüklere hissettiremeden de olsa yazıyordum ara sıra. Ama bir süredir galiba kötü bile değilim bu işte.

Sebebini düşünüyorum. Belki yazmak konuşmanın gerisinden geldiğindendir. Konuşunca anlaşılamadığımı hissedip yazmaktan da soğumuşumdur belki.

Evet, konuştuğum kişiler söylediklerimi anlamıyorlar. Dinlettiğim şarkılarda bile neler hissettiğimi uzun uzun açıklamam gerekiyor bazen. Çok mu garibim, neyim?

Yazamıyorum ya, "Kapattık" tabelasını asmayı düşündüm az önce. Yapamadım. Hisler içimde kanserleşmeye başladığında aramız iyi olmasa da sözlerden şifa ararım belki diye düşündüm. Belki ben ifade edemesem de içimi, birileri anlar kendiliğinden.

Takip ettiğim üç-beş blogdan birkaçının artık ulaşılamıyor olması da canımı yaktı.

Artık biraz anlaşılabilmek dileğiyle...



2 yorum:

Adsız dedi ki...

kapattık tabelasını asta bak bulduğum ilk yerde o tabelayı kafana geçirmiyormuyum?

:P


ara sıra sözün bittiği yer dedikleri yere gelirim bende yazmak ve okumak konusundaki isteksizliğim yemek yemekteki isteksizliğimle rakip olur bazen ....



sonrasında önce karnımı doyururum akabinde zihnimi.... ve doyma bitip taşma başladığı anda parmaklarım başlar kımıldamaya boşa gitmesine rağzı olmaz gönlüm

alırım ellerimi koyarım kalvyenin üzerine ne hali varsa görsün diye .....


ama sen yinede ilk satırlarda yazdığımı ciddiye al

yüreğinle kal...

wecarealot dedi ki...

Ciddi bir tehdit gelmiş... Tamam, şimdilik duruyor sevgili blogum. Bir zaman sonra nasıl olsa okuyan bir veya iki kişi de uğramaz olacak.

"Hatırlandığımız sürece varız" gibi bir şey diyorlardı, Kraliçe Meb'i unutarak yok etmişlerdi Merlin'de. Bu da öyle olacak herhalde.

Görüşmek üzere...