10 Mayıs 2010 Pazartesi

Masal

Tersinden başlasın bu masal. Bizim masalımız olsun. Kerevete çıkalım, üç elma atalım gökyüzüne. Sonra başkaları ersin muradına.

Gezelim, dolaşalım, dere tepe düz gidelim. Dağlar aşalım, ovalar geçelim, denizler yüzelim. Büyülü iksirler içelim, sihirli flütler dinleyelim. Bin diyarın sofrasına oturalım, bin baharlı lezzetinden tadalım birlikte.

Her diyarda, kuş tüyü kalemimizi mürekkep şişesine batıralım ve soralım ahaliye:
- Ey ahali, ne istersiniz? Ne yazalım masala? Bizim masalımızda sizler de var olun tüm dileklerinizle...

Yazdığımızı diyarın en yeni kundağına saralım. Kulağımızı yenidoğanın ağzına dayayalım, bize adını fısıldasın ufak nefesiyle. Biz de ona, başka diyarlardan bir isim diyelim. Uzak diyarların bebeleri tanış olsunlar, bilsinler birbirlerini. Masalımız her diyarda yaşansın farklı isimlerle, zamana yenik düşmeden, insana tüketilmeden...

Her masalda olan, üstü kara bulutlu korkunç diyarlar olmasın bu masalda. Ak ışıkla aydınlansın doğanın bin rengi.

"Bir yokmuş, bir varmış" diye bitsin bizim masalımız. Varken yok olmasın, yok olup bitmesin. Var olup sürsün hep.

Bir yokmuş, bir varmış...

Hiç yorum yok: