Ama... Soruyorlar, söylüyorum. Kötü hissediyorsam "ay çok iyiyim canım, harikayım" diyemiyorum. Sınavım varsa ertesi gün, "naptın çalışabildin mi?" deniyorsa, "yok aq, yine yetişmiyo, kafam almıyo, daha bikaç yüz sayfa var..." derken sözüm kesiliyor, "Yaparsın yaparsın, çalışmışsındır sen" deniyor. Kuduruyorum. Şu yapmacık hâl hatır sorma saçmalığına bir türlü alışamadım. El öpmek kadar gereksiz, zararlı, pis bir şey.
Onlar için benim bir sınavdan düşük almam, dersten çakmam, okuldan atılmam önemli değil pek. Olması da gerekmiyor tabii. Ama sorulduğu zaman anlattığım dertlerimin hafife alınmasına, "tek derdin bu olsun" diye dalga geçilmesine gıcık oluyorum.
Şu lanet okulun çok önemli olmadığını ben de biliyorum. Gerçi hedeflerim için neredeyse bir şart olsa da, atılmak bir son olmayacak. Ama o başarısızlık hissinin benim sonumu hazırlayacağını anlamıyorlar.
Sıkıntıların büyüklüğü değil, sahibine hissettirdikleri önemli. Boyu değil işlevi.