28 Mayıs 2008 Çarşamba

Aşk

Alay edilen evsiz ihtiyar. Sokakta birkaç odun yakıp yanına kıvrılır uyur, yanında boş yeşil şarap şişesi...

Sabah kalkar, etrafa bakar usulca yürüyüp. Gürültülü kahkahalarla tekmeler atılır tökezlediğinde. Ses etmez, ama canı yanar. Sabahın ayazı dondurur parmaklarını. Gördüğü bir arabanın camına imzasını atar, ok saplanmış o bilindik kalp. Camda yoğunlaşan bir damla süzülür aşağı doğru, kalbin ortasından, kırığını çizer.

Ama iyiler hep kazanır çizgi filmlerde.

25 Mayıs 2008 Pazar

Yılları Harcamak

Boğaziçi Üniversitesi'nde Legato grubunun sunduğu beş filmin üçünü izledim geçtiğimiz hafta. But I'm a Cheerleader, Lost and Delirious ve Summer Storm'du bu filmler. Oraya ulaşabilmek için iki gün saatlerim yolda geçti, ama buna fazlasıyla değdi.

Okulun manzarası, doğal güzelliği, yeri bir tarafa, o kadar çok etkinliğin aynı anda yapılıyor olması, bunlardan birinin eşcinsel filmlerinin gösterilmesi ve üzerine tartışmalar yapılması olması, dağıtılan el ilanlarını bazıları hemen buruştursa da böyle bir etkinliğin izinli olarak düzenlenebiliyor olması, bazılarının katılması, afişlerin yırtılıp çöpe atılmaması, afiş asanların üstüne güvenlik görevlilerinin ve ahlak masası köpeklerinin salınmaması harika.

İki yıl önce de her yerde "Mehmet Barış'ı Seviyor" afişleri vardı.

Üniversitede harcadığım, son yüz metresine girdiğim beş yılıma hızla göz gezdirdim. O kadar çabuk bitti ki, hiçbir şey yapmadığımı bir kez daha anladım. Bomboş geçirmişim yıllarımı.

Bizim okulda böyle şeylerin gerçekleşmesini hayal bile edemiyorum. Bunu değiştirmek için bir şey de yapmadım ama. Birkaç email grubuna üye oldum, birkaç email attım, ama son yıllarda gelen email'ların yarısı benimkiler, diğer yarısı da benimkilere verilen cevaplardı. Çevreme açılmak için yol bulma çabalarıyla çırpınıyor, bir yandan da hoşuma giden straight arkadaşlarımın gey olmadıklarına kendimi inandıramıyor, bu sancıyla kıvranıyordum.

Çok geçmedi, alıcılarımın ayarlarını bozdum. Koştum, kazma ve kürek aldım birer tane. Karşıdaki garip, karanlık ormanda biraz ilerledim göle doğru ve kazmaya başladım. Bedenimi gömdüm. Artık sade bir ruhtum. Şimdi de pek farklı değilim, sadece biraz madde var içeriğimde.