27 Mart 2008 Perşembe

Yine Bir Straight - Gey İlişkileri Çığırması

Tüm şarkılarda aşk var. Tüm filmlerde de. Şarkıları da, filmleri de anlatan kitaplarda yine aşk var.

Bu aşk hep aynı. Ya mutlu son getiren, ya da efsanesi şarkı, film, şiir, roman yapılan bir aşk.

Aynılığı bundan ibaret olsa keşke... Hepsi zaman zaman kaybedilen, bazen tekrar bulunan, bazen bulunamayan ölümsüz kadın ve erkek aşkı örneği.

"İbne derneği var, kadın derneği var, biz de erkek derneği kuralım o zaman".
"Gey muhabbeti değil, gey bel altı muhabbetinden hoşlanmıyorum".

Niye ibne derneği var ki? Tartışmayalım, bu blogda olduğumuza göre düşünmeden sıralarız birkaç sebep en az.

"Gey bel altı muhabbeti"... Üç sözcüğünden biri "kaydım", "vurdum", "siktim" olan kişilerin arasında birini öptüğümüzü bile söyleyemeyiz, birilerinin midesi bulanır hemen.

Anladım ki kabul edilmek, arkadaşlığın sürdürülmesi filan da yetmiyor. "Empati" gerekiyor. Yıllarca başkalarının aşklarını izlemiş, okumuş, dinlemiş kişiler olarak biraz da izlenmek, okunmak, dinlenmek hak ettiğimiz şeyler olmalı. Biz nasıl "straight" aşk filmlerini izlemişsek, ya da zaten izlediğimiz her filmde o tür bir aşk varsa, birilerinin de bizimle başka filmler izlemesi gerekiyor gerçekten eşitliğimizin sağlanması için. Şarkıya da gerek yok, oturup iki dakikada özetlemek bile pof diye söndürecek şişkinliğimizi.

Müstehak. Diğer tarafta da "Üstünden geçmediğim pasif kaldı mı?" diyenler var. Bar tuvaletlerini çekici bulanlar var. Ah, lütfen onları dışlamayalım, "öteki"leştirmeyelim, son zamanların popüler deyimiyle. Onlar aslında bizleriz.

Bazılarına ise ne oradan, ne buradan dost çıkıyor. Ha, kim dost ister bu vakitte, bilmem.